NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
حَدَّثَنِي
يَحْيَى بْنُ
سُلَيْمٍ
عَنْ إِسْمَعِيلَ
بْنِ كَثِيرٍ
عَنْ عَاصِمِ
بْنِ لَقِيطِ
بْنِ
صَبْرَةَ
عَنْ أَبِيهِ
لَقِيطِ بْنِ
صَبْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بَالِغْ فِي
الِاسْتِنْشَاقِ
إِلَّا أَنْ
تَكُونَ
صَائِمًا
Lakît b. Sabra (r.a.)'dan:
demiştirki; "Rasûlullah (s.a.v.);
"Oruçlu olduğun
zaman hariç, buruna su verirken su'yu iyice çek." buyurdu."
İzah:
Nesâî, tahâre; Tirmizî,
savm; İbn Mâce, taharet; Ahmed b. Hanbel, IV, 33.
Bu hadîs-i şerîf, Ebû
Davud'un Kitâb'ut-tahâresinde geçen uzunca bir hadîsin son bölümüdür.[Tahâre
(Hadîs no: 140).]
Hadîs-i şerîf; oruçlu
olmayanların abdestte veya güsulde burunlarına su alırken, suyu iyice
çekmelerinin müstehâb, oruçlular için ise, mekruh olduğuna delildir. Çünkü
suyun fazlaca çekilmesi halinde suyun dimağa veya boğaza ulaşması ihtimali
vardır.
Buruna su verirken,
boğaza su kaçması halinde, Ebû Hanife, Mâlik, Müzenî ve bir kavlinde Şafiî'ye
göre oruç bozulur ve kaza icâb eder.
Ahmed b. Hanbel, Evzâî,
İshâk, Nasır ve Şafiî ulemâsına göre, oruç bozulmaz. Bu, unutarak yeyip içmeye
benzer.
Hasen el-Basrî ve
İbrahim en-Nehâî'ye göre, abdest veya gusül farz olmazsa, oruç bozulur. Aksi
halde bozulmaz.
Hattâbî bu hadîsi
şerhederken şöyle der;
"Bu hadîsten anlaşılan
şudur; Dimağa ulaşan su oruçlunun kendi hareketi ile olursa, orucu bozar. Buna
göre, oruçlunun kendi fiiliyle olup da dimağa ulaşan hukne v.s. gibi şeyler
orucu bozar. Vücuda giren şeyin ağız yoluyla veya başka bir yolla girmiş olması
farketmez. Taharette, is-tinşâkın farz olduğunu söyleyenler bu hadîsi delîl
almışlardır. Bunlar derler ki; Eğer istinşâk farz olmasaydı, ihtiyaten oruçlu
olanlar tamamen terk ederlerdi. Böyle olmayışı istinşâkm (buruna su vermenin)
farz olduğuna delildir. Terki caiz olmaz. Ishâk b. Rahûye'nin mezhebi
böyledir."
Hadisin Tirmizî, Nesâî
ve İbn Mâce tarafından yapılan rivayetlerinde, buradaki ifâdeden önce,
"abdesti kemâl üzere alınız," ifâdesi yer almıştır.